KÖYÜMÜZÜN ADINI ALDIĞI KAYAPINAR
Köyümüzün yerleşim tarihi tam olarak bilinmemektedir.
Yapılan araştırmalara bakıldığında köyümüzün asli yaşa tarzı, deyimleri, örf ve
adetleri Türkmen asıllı olduğu göstermektedir. Halk dilindeki söylentilere göre
ise köyümüz eskiden ormanlık imiş. İki aile burada hayvancılık yapmak için
yerleşmiş ve köyümüz o günden bugünlere gelmiş. Köyümüzdeki Caminin de 1874
yılında yapıldığı göz önüne alınarak köyün kuruluş tarihi bir hayli eskilere
dayandığı görülmektedir.
Köyümüz ismini köyün karşısında bulunan, sıra sıra uzanan kaya ve bu kayanın
dibinden çıkan pınar kelimelerinin birleşmesiyle almıştır. İsmi değişmeden
devam eden ender köylerden birisidir.
Vatanını milletini seven köyümüzün halkı bölücü değil yapıcı olan, dinini ve
milletini seven bir kişisel yapıya sahiptir. Bunu en önemli göstergelerinden
biri olan Delibaş isyanındaki vakayı köyümüz halkından Ahmet Çavuş (Ahmet
KELEŞ) şöyle anlatıyor;
“Osmanlı zamanında askeri terhis ediyorlar. Ama zaman geçmeden geri
çağırıyorlar. O sıralar gruplaşma çeteleşme hat safhada. Zamanın Bozkır karakol
komutanı köylümüz Hacı Mustafa oğlu Ahmet Bey idi. Cevizlili İbrahim Efe diye
birisi çete kurmuş. Haylide kalabalık bir çetesi varmış. Bunun eşkıyaları
hükümet konağını basıyorlar ve karakol komutanı Ahmet Bey ile çarpışıyorlar.
İbrahim Efe Kayapınar’ı basalım hepsini öldürelim der. Fakat eşkiyalar
içerisinden Veli Çavuş denen birisi “Biz oraya 100 kişi ile gidersek 10 kişi
ile geri geliriz. Karşısında kaya var hepimizi avlarlar” der. Bunun üzerine İbrahim
Efe haince bir plan yapar ve Ahmet Beye sulh edelim görevinin başına geç diye
köye mektup yazar.Mektubu okuyan Ahmet Bey bunun bir oyun olduğunu anlar ama
köy halkı köyden dışarıya çıkamadığı için bunalır. Bunun üzerine Ahmet Bey
görevine geri dönmek için bir grup köylüyle beraber Bozkıra gelir ve görevinin
başına geçer. Çete üyeleri bir bahaneyle köylülerle çatışmaya girerler ve
makineli tüfekle tarayarak hepsini öldürürler. Ahmet Bey hükümet konağından
dışarı çıkmaz ve canını kurtarır.Bunun üzerine babasına 1 kg altın getir oğlunu
al derler. Babası altını verir ama yinede Ahmet Beyi öldürürler.Bu olaydan
sonra köy halkı köyden dışarı çıkamaz ve perişan olur.Bir süre sonra Kuvayı
Milliye gelir ve köy kurtulur.Şehitliğin yarısı bizim köylü.O zaman devleti
destekleyen bir Kayapınar Bir Yalıhüyük vardı”